Çocuğum Anaokuluna Başlıyor
Anaokulu, çocuk için ailenin güvenli atmosferinden dış dünyaya attığı ilk adımdır. Çocuğun yaşamında ilk önemli olay olduğu için de çocuğu anaokuluna gitmeye çok iyi hazırlamak gerekir.
Biraz geçmişe bir yolculuk yapıp, kendi çocukluk günlerinize dönün. Anaokulunuzdaki öğretmeniniz nasıldı? O zamanlar hangi şarkıları söyler, neler oynardınız? Anaokulunda en iyi kız arkadaşınızı hatırlıyor musunuz mesela? Belki de şuanda o günlerden kalma tahmin ettiğinizden daha fazla şey hatırlıyorsunuz. Ancak bunda şaşırılacak bir durum yok. Çünkü anaokulu, çocukların aile ortamından dış ortama geçtiği ilk ortamdır. Ve ilkler unutulmaz. Çocuk için olduğu kadar aileler için de önemli bir başlangıçtır anaokulu. Çocuklarının anaokuluna başlamasıyla aileler artık çocuklarının yaşantısında daha az yer alacakları düşüncesine alışmaya çalışıyorlar.
Okulların açılmasına çok az bir zaman kala, çocuklarını anaokuluna gönderecek olan ailelere 10 önerimiz var. Bu 10 önerimizle çocuğunuzun yeni yaşam ortamında daha rahat etmesini sağlayabilir, siz de bu sayede huzur bulabilirsiniz:
1. Çocuğunuz anaokulu için yeterince olgun mu? Hazır mı?
Anaokuluna gidecek bir çocuk öncelikle isteklerini dile getirebilecek oranda konuşma yetisine sahip olmalıdır. Sınıfındaki diğer çocuklarla anlaşabilmeli ve öğretmenine isteklerini dile getirebilmelidir. Ayrıca çocukta bağımsız davranabilme yeteneği olmalıdır. Çocuk herhangi bir durumda kendisini savunmak için kaçmamalı ve örneğin kahvaltı ettiği yeri toplayabilmelidir. Ama en önemlisi yeni tecrübelere karşı açık olmalı. Kendiliğinden yeni arkadaşlar edinmeyi istemeli ve yeni oyunlar öğrenmek için istekli olmalıdır.
2. Başka çocuklarla tanışma…
Çocuğunuzu anaokulunda hiç bilmediği bir ortam bekliyor: büyük bir grup çocuk, gürültü ve heyecan, yeni kurallar, oyuncaklar için kavgalar. Biz büyükler için bile zaman zaman yeni bir grubun içine girmek zor gelir, çekimser kalır heyecanlanırız. Ancak yeni grubun üyelerini tanımak ve kaynaşmak için zaman en güzel çözümdür. Bu nedenle kendinizi daha henüz minicik olan 5 yaşındaki çocuğunuzun yerine koyun. Şimdiye kadar böylesine kalabalık bir grupla oynamaya, konuşmaya ve birarada olmaya alışmamış. Bu nedenle eğer daha önce grup içinde oyunlar oynamışsa, anaokulundaki ortama daha çabuk alışabilir. Bu sayede belki de oynamak için diğer arkadaşlarını beklemesi gerektiğini, bazen belirli bir sıra izlendiğini de öğrenmiştir. Çocuk birden farkeder ki annesi ve babası anaokulunda yanında değildir artık. Böylece anne ve babasının yerini alacak oyun arkadaşlarına alışmaya çalışır. Bu da eğer çocuk bunu daha önceden yaşamışsa, daha kolay gerçekleşir.
3. Anaokuluna hazırlamak
Çocuğunuzla anaokulu hakkında konuşun. Ona orada onu nelerin beklediğini anlatın. Burada önemli olan onda yanlış veya olmayan bir beklenti uyandırmamaktır. Örneğin ona anaokulunu olmadık şekilde anlatırsanız, hayal kırıklığı tahmin ettiğinizden de büyük olur. Ona, anaokulunda da uyulması gereken bir takım kuralların, yapılması gereken görevlerin olduğunu, öğretmenlerin herkes için en iyisini istediğini anlatın. Olabilecek problemler hakkında da konuşmaktan kaçınmayın. Mesela tuvaleti geldiğinde ne yapması gerektiğini anlatın.
4. Anaokulunu önceden ziyaret edin
Günüzmüzde birçok anaokulu, kayıt yapılmadan önce okulu görme ve tanıma imkanı sunuyor. Bu fırsatı mutlaka değerlendirip, çocuğunuzla birlikte gidip ortamı görün. Böylece tam olarak anaokuluna başlamadan önce nasıl bir ortama gireceğini, oyuncakları ve öğretmenleri görebilir. Bir diğer fırsatta çocuğunuzu anaokulunun oyun parkı bölümünde oynatmaktır. Eğer kayıt yaptıracağınız anaokulunun böyle bir yeri varsa çocuğunuzla o orada oynarken konuşabilirsiniz. Orada sizin gibi gelmiş başka çocuklu ailelerde varsa, çocuk henüz okul başlamadan arkadaşlar edinebilir.
5. Yavaş yavaş alıştırın
Birçok anaokulunda, ilk günler ailelere grup içinde veya anaokulunda olma fırsatı verilir. Böylece çocuk herhangi bir problem yaşadığında, ailesinden uzakta olmadan müdahale edilir. Ayrıca herhangi bir sorun olduğunda, size telefon etmeleri konusunda anaokulu yetkilileriyle anlaşabilirsiniz. Birçok anaokulu, grup oluştururken olabildiğince az çocuğu bir araya getirmeye çalışıyor. Böylece çocuklar yavaş yavaş kalabalık gruplara alışıyorlar.
6. Dramatik vedalardan kaçının
Olabildiğince dramatik ve uzun vedalardan kaçının. Size zor gelse de çocuğunuzdan ayrılırken kararlı ve hızlı olun. Ağladığı takdirde buna izin verip sarılın ancak kendinize de ona da işleri zorlaştırmayın. Onu ne zaman alacağınızı söyleyin ve teselli etmeyi öğretmenlere bırakın. Çünkü genellikle anne babaları onlardan uzaklaşan çocuklar hemen ağlamaya başlarlar. Ancak kesinlikle gizlice gitmeyin, bu çocuktaki güvenin zedelenmesine neden olabilir. Çocuk için evde sevdiği bir oyuncağı veya bebek, ayı türü kucakta taşıdığı, uyuduğu birşeyi almak evin kokusunu ve kendisini güvende hissetmesini sağlar.
7. Rahat bırakın…
Birçok anne baba, çocuklarının yaşadıklarını kendileriyle paylaşmasını, anlatmasını ister. Ancak birçok aile çocukları akşam anaokulundan gelip de birşey anlatmayınca hayalkırıklığı yaşayıp, üzülür. Yine de çocuğunuza ?kiminle oynadın bugün??, ?neler yaptınız?? gibi sorularla baskı yapmayın. Çocuğunuzun artık yeni ve kendine ait bir dünyası var. Ancak onun anaokulundaki davranışları hakkında daha detaylı bilgi edinmek istiyorsanız, öğretmenine danışabilirsiniz.
8. Anlayış gösterin
Çocuğunuzun anaokuluna başladığı ilk günlerde pek katılım göstermeyeceğini varsayarak hareket edin. Yeni okul, yeni ortam ve şimdiki günler okula gitmediği günlere oranla daha yorucu artık. Bu nedenle böyle durumlarda çocuklar genelde sessiz kalmayı ve dinlenmeyi tercih edebilir. Yeni ortamın yarattığı etki hala sürebilir. Keyifsizlik veya agresif davranışlar karşısında da şaşırmayın. Birçok çocuk, anaokulunun ilk günlerinde diğer sınıf arkadaşlarına ve yeni ortama katlanmak için dayanır, kendilerini sıkarlar, akşam olunca da gün içinde hissettikleri gerginlik yerini gevşemeye bırakır. Ve günü atlatmanın rahatlığıyla nefes alırlar. Anlayışlı olun.
9. Öğretmenin çocuk üzerindeki etkisini kabullenin
Evde yaşanılan bir tatışmada birdenbire ?ama anaokulunda bunu daha değişik yapıyoruz? cümlesini duymaya başlayabilirsiniz. Ebeveynler için bu kolay bir durum değil. Çünkü öncelikle çocuklarının hayatında artık yepyeni bir dönemin başladığını kabullenmek zorundalar. Ayrıca kendileri dışında çocuklarının hayatında öğretmenleri gibi önemli gördükleri bir insanın var olduğunu ve artık onu örnek almaya başladıklarını da benimsemek zorundalar. Eğer anaokulu öğretmeninin, çocuğunuz üzerinde yarattığı bazı etkilerden memnun değilseniz, bunu öğretmenle konuşun. Bu arada yeni bakış açılarına karşı da açık olmaya çalışın.
10. Çocuğunuz anaokuluna gitmek istemiyorsa….
Her durumda sabırlı olmak zorundasınız. Bazı çocuklar anaokuluna alışmak için birkaç ay zaman isterler. Bazıları da artık grubun en küçükleri ve acemileri olmadıklarında rahatlarlar. Sabahları okula giderken tartışmalarınızda kararlı olun. Çocuğunuza örneğin ?artık kendinle gurur duyabilirsin, çünkü artık sende büyüklerin grubuna girdin? diyerek olayları daha basitleştirmeye çalışın.
Neredeyse bütün çocuklar belirli dönemlerde anaokuluna gitmek istemez ve mızmızlanırlar. Çocuğunuzla konuşurken, neden gitmek istemediğini, bu isteksizliğin neden kaynaklandığını da bulmaya çalışın. Bu isteksizliğin nedeni çok basit olabilir. Artık hevesi ve anaokulunun bir çekiciliği kalmadığından gitmek istemiyordur. Bazen de çocuklar tarafından alay edildiği veya kimseyle bir iletişim kuramadığı için korku duyarlar ve gitmek istemezler. Böyle durumlarda anaokulu öğretmeniyle bir görüşme çok gerekli olur. Zaman zaman aile yaşamındaki değişikliklerde çocuğun anaokuluna gitmek istemesine neden olabilir. Çocuklar eğer anaokuluna başlama tarihleri, bir kardeşlerinin dünyaya gelişleriyle aynı ana denk geliyorsa, kendilerini yalnız ve istenmiyormuş gibi hissedebilirler. Ancak okula gideceğinde sabahları sürekli ağlayan bir çocuk, oyunlara da katılmak istemiyorsa henüz anaokuluna gitmek için yeterince hazır değil demektir.